Makale
DavutoÄŸluÂ’nun ErdoÄŸan hassasiyeti
GecikmiÅŸ bir yazı olduÄŸunun farkındayım. Ancak o denli sıcak geliÅŸmeler araya girdi ki ancak bugüne bırakabildim. Ama içeride konuÅŸulanlar önemli olduÄŸu için paylaÅŸmak istedim.
BaÅŸbakan seçimlerden sonra farklı gruplarla bir araya geliyor. Ucu açık toplantılarda konuklarından seçim sonuçlarını deÄŸerlendirmelerini istiyor. GeleceÄŸe iliÅŸkin önerilerini alıyor.
BaÅŸbakan'ın 26 Haziran Cuma günü konukları akademisyenlerdi.
BaÅŸbakan Yardımcısı Yalçın AkdoÄŸan, Milli EÄŸitim Bakanı Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile BaÅŸbakan'ın BaÅŸdanışmanları ve çiçeÄŸi burnundaki iki milletvekili Ali Sarıkaya ve Ertan Aydın da görüÅŸmede yer alıyorlar.
Ä°ftarda baÅŸlayıp 6 saat süren sohbete Alev Alatlı, Prof. Åžükrü HanioÄŸlu, Prof. Süleyman Seyfi ÖÄŸün, Prof. Cemil Oktay, Halil Berktay, Prof. Erol Göka, Prof. Ömer Çaha, Prof. Beril DedeoÄŸlu, Prof. Berat Özipek, Prof. Atilla Yayla ve Prof. Mesut YeÄŸen katılıyor.
Konukları Türkiye'nin seçkin akademisyenleri olunca DavutoÄŸlu, akademisyenlikten siyasete geçiÅŸiyle ilgili izlenimlerini paylaşıyor.
Sözlerine, ”Siz fahri danışmanlarımızsınız” diye baÅŸlıyor. Bu toplantıların bir defalık olmadığını, zaman zaman bir araya geleceklerini ifade ettikten sonra, ”Önemli günlerden geçiyoruz. Dünya sıkıntılı bir dönemi yaşıyor. Dünyayı ve Türkiye'yi nasıl görüyorsunuz. Bunu analiz etmenize ihtiyacımız var” diyor.
Ondan sonra sadece sorular sormak ya da sorulan sorulara yanıt vermek için araya giriyor. Sözü konuklarına bırakıyor.
Akademisyenler yer yer eleÅŸtirilerde bulunuyor. AK Parti'nin söylem, politika ve kadrolarında deÄŸiÅŸikliÄŸe iÅŸaret eden konuÅŸmalar yapıyorlar.
BaÅŸbakan bazen bir soru ile bazen de küçük analizler yapmak suretiyle deÄŸerlendirmelere farklı bir pencere açmaya çalışıyor.
“Bunu kendi partim olduÄŸu için söylemiyorum. Ama Türkiye'nin her yerinden oy alan bir parti olarak AK Parti, Türkiye'nin omurgasıdır. Türkiye'nin merkez partisidir. AK Parti'nin bu merkez parti özelliÄŸini muhafaza edebilmesi için ne yapması gerekir. Biz ne yapmalıyız” diye soruyor.
Akademisyenler;
1-AK Parti'nin kendini gözden geçirmesini ve yenilemesini istiyorlar. “Yeni Türkiye, yeni AK Parti” olarak formüle ediliyor, bu öneri. SaÄŸlam analizler yapılıyor. Bunun üzerine DavutoÄŸlu, bu önerilerin siyaseten bir karşılığının olacağını gösteren bir konuÅŸma yapıyor.” AK Parti'nin kendini yenilemesi açısından bu toplantılar önemli. Biz AK Parti olarak çok önemli bir istiÅŸare sürecinin içinden geçiyoruz. Elbette ki bunun söylemde, politikalarda ve kadrolarda sonuçları görülecek. AK Parti'de bir yenileÅŸme saÄŸlayacağız ve partimizi yenileyeceÄŸiz” diyor.
Toplantının önemli bir ayağını Kürt oyları oluÅŸturuyor. Åžimdiye kadar HDP ile en çok Kürt oylarına sahip bir parti; AK Parti.
7 Haziran seçimleriyle birlikte Kürt oylarının tartışmasız birinci adresi HDP oldu. AK Parti, Kürt oylarını önemli oranda kaybetti. Son seçimde yüzde 3.5 oranında Kürt oyunun AK Parti'den HDP'ye gittiÄŸi tahmin ediliyor.
Kürt oylarını nasıl kazanırız, bu konuda nasıl hareket etmeliyiz yönündeki soruyu BaÅŸbakan soruyor. Ama küçük bir analiz yaptıktan sonra, ”Kürt sorununun çözümünde kucaklayıcı bir yol izledik. GeldiÄŸimiz aÅŸamada ise bu iÅŸi nasıl çözmeliyiz?”
Çözüm sürecinin bir komplikasyonu olarak Kürt milliyetçiliÄŸinin zirve yaptığı görüÅŸü paylaşılıyor. Uzun süredir bastırılan Kürt kimliÄŸi açısından bunun normal olduÄŸu ve bir süre devam edeceÄŸinin altı çiziliyor. Bu aÅŸamada baÅŸta Kobani'deki geliÅŸmeler olmak üzere Suriye ve Irak'ta ortaya çıkan konjonktürün Kürt milliyetçiliÄŸinin güçlenmesinde güçlü bir etken olduÄŸu belirtiliyor. Diyarbakır'dan önemli bir siyaset ve düÅŸünce insanı, “Köylere gittiÄŸimizde artık bize 'Amerika'da Cumhuriyetçiler mi kazansa Kürtler açısından daha iyidir. Yoksa Demokratlar mı?' diye soruyorlar diyordu“
Tekrar BaÅŸbakan'la toplantıya dönmek istiyorum. Kürtlerle ilgili analizlerde iki nokta üzerinde duruluyor.
1-Ayrışmacı bir döneme giriliyor.
2-Çözüm olarak ayrışmacı ve ayrılıkçı deÄŸil, kucaklayıcı bir politika izlenmeli.
BaÅŸbakan da benzer görüÅŸler ifade ediyor. DeÄŸerli akademisyen Erol Göka'nın,”Kürtlerimize özen gösterelim” sözü geceye damgasını vuruyor. AK Parti nasılsa Kürtler bize bu seçimde yeterince oy vermedi diye bir psikoloji içinde deÄŸil. Tam aksine biz bu seçimde Kürtlerin oyunu neden alamadık gibi arayış söz konusu. 9 seçimde bize dolu dolu oy veren Kürtler bu seçimde AK Parti'ye niye oy vermedi, oy kaybımızın nedenleri ne? Ve biz Kürt oylarını tekrar nasıl kazanırız.”
Arayış bu.
Tekrar BaÅŸbakan'ın akademisyenlerle sohbet ettiÄŸi masaya dönmek istiyorum. Çünkü orada iki önemli soru var.
Bir akademisyen BaÅŸbakan'a, ”Batı'ya ne yaptınız da sizi bu kadar hedef aldılar? ”diye soruyor. DavutoÄŸlu, ”Ä°stediklerini yapmadık” karşılığını veriyor.
Gençlerle AK Parti arasındaki iliÅŸki gündeme geliyor. Erol Göka, gençlerin AK Parti'ye eÄŸiliminin olmadığını söylüyor. Yıllarını üniversite kürsülerinde, Bilim ve Sanat Vakfı'nda gençleri yetiÅŸtirmekle geçirmiÅŸ, bu uÄŸurda konferanslar vermiÅŸ, kitaplar yazmış idealist birisi olarak BaÅŸbakan da endiÅŸeli olduÄŸunu gizlemiyor.
Toplantıya katılan akademisyenlerin dikkatini bir nokta çekiyor. DavutoÄŸlu, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'la iliÅŸkilerine ışık tutacak bir perspektif ortaya koyuyor. Bunu bir soru üzerine yapmıyor. KonuÅŸmasının bir bölümünü bu noktaya yoÄŸunlaÅŸtırıyor. Seçim gecesinden itibaren DavutoÄŸlu ile ErdoÄŸan arasında bir gedik açabilir miyiz diye bekleyenlere inat DavutoÄŸlu, saÄŸlam, güvenilir ve sarsılmaz iliÅŸki biçimine vurgu yapıyor.
TÜSÄ°AD'a neden uzun süre randevu vermediÄŸini de bu baÄŸlamda izah ediyor. “TÜSÄ°AD'a uzun süre randevu vermiyordum. Çünkü CumhurbaÅŸkanımız'la aramızı açmaya çalışıyorlar” dedikten sonra ekliyor, ”CumhurbaÅŸkanımız'la aramızı açamazlar.”
DavutoÄŸlu, ErdoÄŸan'ın AK Parti'nin kırmızı çizgisi olduÄŸunu hissettiriyor.
Henüz yorum yapılmamış.